
Susuzluğun esintisi!
Ey sevgili, yokluğun beni öyle alıp götürdü ki, sanki zamanın duvarındaki kara bir delik beni yutmuş ve eski bir rüyanın çığlıklarıyla bilinmezliğe doğru akıyorum.
Ruhumdaki yaralar, bilincimin rüzgarsız kapıları, kendiliğinden uğultulu sesler çıkararak derin bir şaşkınlık içinde hiçliğin hiçliğine düşüyorlar.
Susuzluğun esintisi, dalından düşen bir yaprağın sallanması gibi beni yukarı aşağı sallıyor.
Hınzır yağmur çınlayan sesiyle sensizlikten zayıflamış kaburgalarıma yağıyor.
Filizlenmeyi bekleyen dikenler büyüyor dallarımda
Asırlardır susuz kalan bir karaağacın gölgesi, beni biraz yorgun, biraz da yoksul bırakarak sonsuza kadar kalbime sığınma cesaretini bulur.
Dudaklarına hasret doyumsuz nar kırmızısı dudaklarım lav ateşi gibi yanar,
Susuzluğun esintisine rağmen ipeksi bir görünüme sahip olan bedenim bana bakıp alaycı ve öfkeli bir şekilde gülümsüyor.
Bundan da cesaret alan tenim, senin tenine olan özlemle kükrüyor ve baş döndürücü kokular üretiyor.
Allah’ım bu nasıl bir kader?
Ben ve senin ayak izlerin bu uçsuz bucaksız evrende yalnız kaldık
Daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum, sabrım tükenmek üzere, çölün kumları üzerinde yürüyen bir tepeye benzemeye başlıyorum, hayat nehrim kanıyor, her esinti narin yüreğimi acıtıyor, çöl derinleşiyor içimde.
Uzun zaman önce…
Gecenin büyüleyici eli
Üzerimde hüzün esintileri eserken, yüzümün parlak ışığı aya ve güneşe sonsuz bir mutlulukla eşlik ediyordu.
Şimdi soruyorum karanlığın kuşlarına?
Her gecenin karanlığına en güzel kokuları saçan ruhum neden bu kadar çabuk sevgisizlik diyarına düştü?
Tek duyduğum rüzgarın uğultusu
Çocukluğumun tozlu yollarından yükselen tozlu sis kokusu
Kendimi teselli mi ediyorum bilmiyorum
Biliyorum denizlerin ötesinde bir şehir var ve o şehirde kalbimin derinliklerinde boğulan bir aşk var ve o aşk beni yalnızlığın uğultusundan kurtaracak.
Çok uzun zaman önce atalarım bu topraklardan söz etmişti.
Zarif atlıların toynaklarının izleri vardı
Yukarıdan inmeyen masmavi bir gökyüzü vardı
Dakikalarını tekrarlayan güvercinler
Hiçbir şey uğruna kendini feda eden tatlı bir huzur
Bunu hatırlamak hoşnutsuzluğumu biraz olsun hafifletti.
Artık biliyorum ki bir gün geleceksin ve birlikte yaşam boyutlarının yalnızlığına korkusuzca düşeceğiz, sonra da dünyanın en güzel yığınından rengarenk çiçekler gibi açacağız.
09/04/2024-Paris.
MÜƏLLİF: CAROLİNE LAURENT TURUNC
Mustafa Müseyiboğlu adına kitabxana
YAZARLAR.AZ
===============================================
<<<< WWW.YAZARLAR.AZ və WWW.USTAC.AZ >>>>
Əlaqə: Tel: (+994) 70-390-39-93 E-mail: zauryazar@mail.ru