Budanmış dallarım!
En yükseklere ulaşmak ve güneşe dokunmak
Sonra tüm rüzgarları toplayıp onlarla sohbet etmek istedim.
Bu duygunun heyecanıyla bir elimi gökyüzüne, diğer elimi kendime dokundurdum.
gölgeni gölgemin üstünde gördüm
“Bir elinle dallarımı çarmıha geriyordun, diğer elinle yapraklarımı buduyordun. »
Korku ve şaşkınlıkla titremeye başladım.
Eğer hareket edersem hayallerim yıkılacak
Ağzımı açıp konuşsam nefesim yere dökülecekti.
Sessizce ne olacağını bekledim
Sanki ateşten odun çaldım, sen de ceza olarak kalan bedenimi hamur gibi yoğurdun.
Daha sonra yoğrulan hamuru ekmek pişirir gibi pişirip Allah’ın sofrasına sundun.
Utançtan sanki yer açıldı da içine düştüm.
Artık tüm kokular yavaş yavaş etrafımı sarıyordu, saf bir sefalet içinde kalmıştım, mutsuzluk ve mutluluk içinde bağırıyordum: “Aman Tanrım, sanırım boğuluyorum.”
Kendime ve benim gibi olmayanlara
Gözlerimden bir damla yaş dökmeden nehirleri dolduracak kadar ağladım.
Kendime geldiğimde nerede olduğumu hatırlamaya çalıştım.
Kendimi Tanrının akışına teslim olmuş bir nehrin kıyısında buluyorum
Vahşi doğanın varlığına ve şefkatin yokluğuna rağmen kendini korumayı başaran bir geyikle. “Sessiz gecelerin arzulara nasıl yenik düştüğünü izliyordum.”
Elbette her sürgün gibi bu sürgün de sonsuza kadar sürmeyecek.
Budanan dallarım mutlaka çiçek açacak.
Daha yeni başlıyorum, tüm mutluluğumu ve kahkahamı kullanmadım
Gün gelecek, her kutsal ateşin ve rüzgârın eşliğinde ilahi sofralarda bağdaş kurup oturacağım.
Köklerim tırmanılamaz zirvelere ulaşacak.
Ve sen kutsal olmayan ateşinle yanacaksın.
Küllerin toprağa tutunmadan meçhullere doğru akacak.
21/11/2023 -Paris
MÜƏLLİF: CAROLİNE LAURENT TURUNC
Mustafa Müseyiboğlu adına kitabxana
YAZARLAR.AZ
===============================================
<<<< WWW.YAZARLAR.AZ və WWW.USTAC.AZ >>>>
Əlaqə: Tel: (+994) 70-390-39-93 E-mail: zauryazar@mail.ru