
Vatanım !
Hiç kimse görmesin diye nasıl süründüğümüzü çok iyi hatırlıyorum.
Sırtımızda 19 güneş taşıyarak geldik
Seyahat etmek bizim için her zaman çok zor olsa da, hiç yorulmadık
Her evren doğumunda kendimizi farklı ellerde bulmaktan hiç yorulmadık, hiç asi olmadık.
Her güneşte ve her farklı elde mutlu olmaya çalıştık
Ayrımcılık yapmadık, sadece kabul ettik ve koşulsuz sevdik
Çünkü sevgi ve saygıyla yaşamayı seviyoruz
Biz ışık insanlarıyız
Akdeniz’in sevgi dolu güneşi altında kıyı insanları
Şimdi bu kıyı bilinmeyene giden bir yerleşim alanı
Daha önce burada ne bir evimiz ne de arkadaşlarımız vardı
Yokluktan yarattık Yeniden inşa ettik
Uzaklık, yokluk bizim için bir yıkım değildi
Ah… ah… ah.. Vatanım!
Şimdi köklerimi söküp yerine kök dikmek isteyenler var
Ödünç alınmış bir zamanda yaşıyorum. “Huzurlu bir hayattan daha büyük hayallerim yoktu.”
Her coğrafyada saatlerin aynı olmadığını nereden bilebilirdim?
Her nehirde akan suyun renginin aynı olmadığını nereden bilebilirdim?
Acı çığlıklarımız arasında, kendi topraklarımıza gelen herkesin oyuncağı olacağımızı nasıl bilebilirdim?
Bu toprağın köyümüzün yıkımı gibi olacağını düşünmemiştim.
Benim ve bizim olan özel dünyamın sonsuza dek kaybolacağını düşünmemiştim…
Yüzyıllardır benim olduğunu düşündüğüm bu toprağın aslında bizim evimiz olmadığını nasıl bilebilirdim!
Köyümü yıkanlar şimdi halkımı da yok ediyor
Kendime şu soruyu sormaktan yoruldum: Burada ne kadar kalacağız? Ve daha neye maruz kalacağız?
Ah, ah… zaman
Gecenin karanlığının senin olduğunu biliyorum
Ama ben gündüzü aydınlatan ışığım
Ve herkes bilir ki gündüz geceden daha güzeldir
Birçok insan Hayfa taşının çayır kuşunun tüyündeki bir su damlası gibi olduğunu bilir,
Biz Akdeniz kıyısının temel taşlarıyız
Artık hiçbir ölüm beni korkutamaz.
Ölümden daha zor bir durum keşfettim: kalıcı. Kararlılık ve cehalet gerçeği yok eder
Ve sana en acı çığlıklarla söylüyorum, istesen de istemesen de, zaman, emin ol ki özgürlük her zaman yaşayacak, yeşil, huzurlu, dünyanın ağaçlarında…
Ve Işığı öldürmeye gelenler kendi çöplerinde, kendi çürümüş zihinlerinde, karanlığın en parlak şekilde parladığı Cehennem’de boğulacaklar.
Ve ben, Cehennem şeytanları tükeninceye kadar Kayıplar Cenneti’nde yok olmaya devam edeceğim.
Işığın şairi
Mənbə və müəllif: Caroline Laurent Turunc
15/03/2025- Paris
>>>> ƏN ÇOX OXUNAN HEKAYƏ <<<<
Mustafa Müseyiboğlu adına kitabxana
YAZARLAR.AZ
===============================================
<<<< WWW.YAZARLAR.AZ və WWW.USTAC.AZ >>>>
Əlaqə: Tel: (+994) 70-390-39-93 E-mail: zauryazar@mail.ru